Türk Taşit Araçlari Yan Sanayicileri Beijing’de Üsleniyor

Türk Taşit Araçlari Yan Sanayicileri Beijing’de Üsleniyor
18 Kasım 2013, Pazartesi 06:37
Türk Taşit Araçlari Yan Sanayicileri Beijing’de Üsleniyor Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) Genel Koordinatörü Süheyl Baybalı, Çin planlarını CRI’ye anlattı.

CRI ( China Radio International ) Radyo Ropörtajı kaydı için aşağıdaki bağlantıya tıklayınız.


 
 
Türk Taşit Araçlari Yan Sanayicileri Beijing’de Üsleniyor
 
Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) Genel Koordinatörü Süheyl Baybalı, Çin planlarını CRI’ye anlattı.
 
Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) Genel Koordinatörü Süheyl Baybalı, 19 Eylül günü Çin Uluslararası Radyosu’nun Beijing stüdyolarında Ekoder programına konuk oldu. Baybalı, TAYSAD’ın Beijing’de temsilcilik açacağını, kamuoyuna ilk kez radyomuzdan duyurdu. İşte, Baybalı’nın sorularımıza verdiği yanıtlar:
 
“İlk kez bu boyutta bir organizasyon”
 
CRI- Çin’de, Çin Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle 13 Eylül’de düzenlenen CIAPE fuarına katıldınız. Türkiye bu yıl fuarın odak ülkesiydi. Türk şirketlerine 700 metrekareyi aşkın bir alan ayrılmıştı. “Türk otomotiv yan sanayi Çin’e çıkarma yaptı” diyebilir miyiz?
 
Süheyl Baybalı- Doğru. İlk defa bu boyutta bir organizasyon yapılıyor. Çin’de Türk kültür yılının kutlanması nedeniyle bu yıl Türkiye özellikle focus ülke seçildi.
 
Geçen yıl gelip CIAPE’yi ziyaret ettim, durumu tespit ettik, bu kararı o zaman aldık. Daha önce otomotiv sanayiinde bu boyutta bir organizasyon yapılmadı. Çok faydalı olduğunu düşünüyoruz, bundan sonrasına da devam edeceğiz.
 
CRI-Kalabalık bir işadamı heyetiyle geldiniz. Ekonomi Bakanlığı’ndan da yetkililer vardı. Bu bakımdan da bir çıkarma oldu diyebilir miyiz?
 
Baybalı- TAYSAD ve Otomotiv İhracatçıları Birliği üyesi 22 firmayla geldik. TAYSAD ve Otomotiv İhracatçıları Birliği’nin ortak organizasyonuyla ve ulusal katılım olarak organize edildi. Yaklaşık 60 kişilik bir ekibimiz vardı. Fuar öncesinde ve fuar sonrasında Çin’de yerleşik otomotiv ana sanayilerini ziyaret ettiğimiz için zaman zaman rakam azaldı ya da çoğaldı.
 
Oldukça uzun, zorlu bir hazırlık döneminden sonra gerçekleştirdik, ayın 9’unda başlayan zorlu bir süreçti…
 
“Çinli ve Avrupalı şirketlerle görüşmeler yaptık”
 
CRI- Çin’de hem Çinli şirketlerle hem burada yatırımları olan pek çok şirketle görüşmeler yaptınız.  Verimli bir çalışma oldu mu? Ne sonuç aldınız?
 
Baybalı- Fuar öncesinde Jilin eyaletinin davetlisi olarak “Euro-China Business Meeting”e katılmak üzere Changchung’a gittik. Açılıştan sonra birebir görüşmeler yapıldı. Firmalarımızla Çinli firmalar görüştüler. Daha önce Çinli firmaların profilleri bize gelmişti. Bize uygun olan firmalarla görüşmeler önceden ayarlanmıştı. Karşılıklı iletişim burada kuruldu.
 
Daha sonra Çin’in ilk otomotiv firması olarak bilinen First Otomotiv ile FAW’ın merkezinde, Başkan Yardımcısı ile görüştük. Şirketlerimizi tanıttık. Nasıl işbirliği yapabileceğimizi konuştuk.
 
Daha sonra Beijing’e geldik. BMW’nin merkezini ziyaret ettik.
 
Çin’de bulunan Avrupa kökenli firmaların merkezlerini ziyaret etmemizin ayrı bir önemi var. Çünkü firmalarımızın, özallikle TAYSAD üyesi firmalarımızın büyük bir çoğunluğu Avrupalı firmalar tarafından onaylı firmalar. Önümüzdeki dönemde Avrupalı firmaların buradaki üretim rakamlarının yatırımlarla daha da büyüyeceğini düşünürsek, ana sanayiler tarafından onaylanmış tedarikçilerin Çin’de önemi artıyor. Biz Fuar öncesinde ve Fuar sonrasında hem Çinli firmaları hem Çin’de faaliyet gösteren Avrupalı ana sanayileri ziyaret ederek fırsatların neler olduğunu anlamaya çalıştık.
 
“Türk firmalarının avantajı: yıllardır Avrupa ile çalışıyor”
 
CRI- Nasıl bir sonuca vardınız? Türkiye’nin önünde büyük bir fırsat var gibi görünüyor.
 
Baybalı- Öyle görünüyor. Fuar sonrasında da DaimlerOtomotiv’i araba üreten kısmı Audi’yi daha sonra Beiqi Foton’un kamyon üreten kısmını, daha sonra da Jinan’daki Sino Truck’u ziyaret ettik. Dolayısıyla altı firma ziyaret edilmiş oldu. Bunların yarısı Avrupalı firmalar, yarısı Çin firmaları. Avrupalı firmalar açısından baktığımızda durum son derece net. Öncelikle burada iş yapmanın yolu, sadece Türkiye için değil, Çinli firmalar için de aynı şey geçerli, merkezden onay almak. Bu noktada Türk firmaları son derece avantajlı. Zaten yıllardır Avrupa ile çalışıyor; yıllardır Ar-Ge ve innovasyon faaliyetlerini Avrupa firmalarla yürütüyor, toplam ihracatının yüzde 68’ini AB 27 ülkesine yapıyor, dolayısıyla Türk firmaları burada bir cazibe merkezi haline geliyor. Neden? Çinli firmalar, Çin içinde artan Avrupalı firmaların üretimlerine, faaliyetlerine ürün verebilmek için onaylı olmak zorunda. O nedenle Türk firmalarıyla birlikte çalışmayı tercih edecekler diye düşünüyoruz. Şu ana kadar bize gelen talepler bu yönde. Aynı zamanda ana sanayilerin işaret ettiği şey bu. Önce onaylı olacaksınız, ondan sonra diğer aşamalara geçeceksiniz. Biz birinci etabı geçtiğimiz için Çinli firmalarla ortaklaşa, ciddi işbirliği yapma imkanının olduğunu düşünüyoruz.
 
Bu bir taraftan da yerli Çinli ana sanayilerle işbirliği yapma imkanlarını getirecektir. Çünkü burada yerleşik Çinli bir firmayla işbirliği yapıldığı taktirde ve Avrupalı ana sanayilere ürün verildiği taktirde, bunun karşılığında bizim firmalarımız da yerli Çinli ana sanayi firmalarına tedarikçi olma fırsatını yakalayacaktır. Karşılıklı kazan-kazan politikasıyla yürütülmesi gereken bir konu diye düşünüyorum. Ciddi bir fırsat var Türkiye’nin önünde.
 
“Planımız, temsilciliği bu yıl açmak”
 
CRI- Bir de müjde verelim isterseniz. Burada Beijing’de temsilcilik açıyorsunuz.
 
Baybalı- Tabbi! Biz bunu uzun zamandır değerlendiriyoruz. Daha önceden alınmış bir Yönetim Kurulu kararı da var, üyelerimize de açıklamıştık. Gizli bir konu değil. Çin’de TAYSAD bir temsilcilik açmak arzusunda. Zaten burada yürüttüğümüz 12 günlük yoğun faaliyetin bir gerekçesi de o. Önemli ana sanayilerle en üst seviyede temas içinde olarak buraya gelmekte olduğumuzu, üyelerimizi temsil edeceğimizi onlara da deklare ettik. Zamanlama olarak bu senenin sonuna kadar, kötümser tahminle en geç altı ay içinde burada bir ofis açılmış olacak.
 
 
“Bir kapı çaldık, kapılar en üst seviyede açıldı”
 
CRI- Nasıl geleceksiniz? Burada üretim yapmayı düşünen şirketler var mı? Yoksa ihracat nasıl olacak?
 
Baybalı- İhracat yapmayı düşünen de var, bizimle gelen firmalarımızın içinden, buraya gelmeden önce burada yatırım yapmayı düşünenler vardı; aklından geçiyordu, onu özümsemişti. Ancak ziyaretlerden sonra zannediyorum ki burada olmak gerektiği konusunda daha fazla firma ikna oldu. İleriye yönelik Çin’de yapılacak üretimlerin ne kadar önemli olduğunu, Türk firmalarının bu noktada ne kadar başarılı olabileceğini, ana sanayilerle yapılan toplantılarda kendileri de gördü.
 
Tabii biz ilk önce bir kapı çaldık, birinci etapta kapıyı açtık. Ve bu kapılar en üst seviyede açıldı, başkan yardımcılığı seviyesinde. Bütün ana sanayiler tarafından, görkemli demeyeyim ciddi, hazırlık yapılmış bir şekilde karşılandık. Onlar da bu konunun önemini biliyorlar. Ziyaret ettiğimiz bütün ana sanayilere teşekkür etmek istiyorum. Bize bu kadar değer verdikleri için.
 
Buraya yatırım da yapacağız, ihracat da yapacağız. Çinli firmaları da Türkiye’ye davet ediyoruz. Hem ana sanayi hem tedarik sanayi olarak onların da Türkiye’de işbirliği yapmalarını istiyoruz. Bu işin tek taraflı değil, kazan-kazan politikasıyla çift taraflı olmasının en sağlıklı yol olacağına inanıyoruz.
 
 
“Çinlilerle ortak çalışma öneriliyor”
 
CRI-Ortak projeler konusunda belki henüz girişim düzeyinde değilse bile bildiğiniz planlar var mı? İdeal olan Çin şirketleriyle ortaklıklar mıdır?
 
Baybalı- Öyle görünüyor. Bize işaret edilen o. Çeşitli ana sanayilerle tartıştık, soru sorduk, nasıl yapmamız daha doğru olur dedik. Bize önerilen işbirlikleri. Tabii partnerin doğru olması koşuluyla. Doğru partneri bularak burada işbirliği yaparsanız daha iyi olur mesajını veriyorlar. Yüzde yüz kendiniz firma açarak buraya gelmeyin, burada mutlaka partner edinin, o partnerin de sizin dışınızda başka ana sanayilerle ilişkisinin olmasına, yürümekte olan bir işin olmasına dikkat edin. Hem Avrupalı ana sanayiler açısından bakıldığında, hem Çinli ana sanayiler açısından, her iki tarafı da tedarik edebilecek bir ortaklığın yaratılması.
 
 
“Rusya’da ortak yatırım düşünülebilir”
 
CRI- Üçüncü ülkelerde ortak yatırım? Henüz erken mi onu konuşmak için?
 
Baybalı- Biraz erken. Türkiye’nin aktif olduğu yerlere baktığımızda bir ihtimal Rusya olabilir. Türkiye de Çin de  Rusya’da aktif. Bazı Türk firmalarının Rusya’da da üretimleri var veya Rusya’da da üretim yapmayı öngörüyorlar. Ana sanayilerin Rusya’da olduğu durumlarda oradaki ana sanayileri tedarik etmek için Türk firmaları ile Çin firmalarının beraber Rusya’da yatırım yapmaları söz konusu olabilir. Benim aklıma gelen ilk seçenek bu. Ama buna yönelik konuşulmuş hiçbir şey yok. Böyle bir fırsat da bu süreç içinde karşımıza çıkmadı. Ama öngördüğüm bu.
 
“Strarejik yol haritası çıkaracağız”
 
CRI- Program öncesinde konuşurken dört yıldır gelip gittiğinizi anlattınız. Ama anlıyorum ki bu son gelişiniz farklı oldu. Ekonomi açısından bir Çin izlenimi almak istiyorum. Çin’i ekonomik potansiyel olarak nasıl buldunuz?
 
Baybalı- Benim tek başıma bu potansiyeli değerlendiriyor veya TAYSAD Yönetim Kurulu’na, üyelerine aktarıyor olmamın yeterli olmadığını biliyordum. Zaten TAYSAD iki tane Çin çalıştayı yaptı üyeleriyle beraber. Üyelerimiz nasıl bir faaliyet göstermemizi istiyor, bunu belirlemek için. Fakat çalıştay sonrasında hiçbir aksiyon almadık. Bekledik… Biz üyelerimizle gelelim, bizim gördüklerimizi onlar da kendi gözleriyle görsün, ondan sonra bir değerlendirme yapalım dedik. Şimdi dönüşte üçüncü Çin çalıştayını yapacağız. Hatta buraya gelen üyelerimizle beraber bir strarejik yol haritası çıkarma çalışması yapacağız.
 
Biz burada bir değerlendirme yaptık; Jinan’da Sino Truck’tan çıktıktan hemen sonra, otobüste taze teze!
 
“Buraya gelenler artık gönüllü birer propagandist!”
 
CRI- Nasıl tepkiler?
 
Baybalı- Son derece pozitif! Herkes, böyle bir görüntüyü beklemediğini ifade etti. Kulaktan kulağa tevatürle ortaya çıkan sonuçlara bakmamak gerekiyor. Benim bütün Türk üreticilere, TAYSAD üyesi olsun olmasın bütün tedarikçilere tavsiyem, önce gelip burayı bir görmelerini, burada neyle karşılaşıldığını anlamalarını, ondan sonra da bu pazarda varolmakla ilgili bir strateji planı yapıyorlarsa planlarını buna göre organize etmelerini özellikle tavsiye ediyorum.
 
Bu ekonominin büyük bir ekonomi olduğunu, lokomotif olacağını zaten önümüzdeki on yıl içindeki bir dönemde, 2020’lerde toplam dünya araç üretiminin 120 milyona çıkacağını, bunun da 30-35 milyonunun Çin’de üretileceğini görüyoruz. Buraya gelen firmalarımız da bunun mümkün olduğunu gördü. Yani teknolojik olarak ya da üretim teknolojisi olarak Çin’in yaptığı yatırımların ciddi yatırımlar olduğunu gördü. Bu yatırımlarla sanayi büyür. Sıradan yatırımlar değil bunlar; üretim rakamları yüksek, ölçek ekonomisini yakalamış bir sanayi var, tabii ki teknolojik olarak başka seviyelere çıkmayı arzu ediyor. İşte o noktada menfaatlerimiz aynı yönde.
 
Üyelerimiz, teknolojik olarak Avrupalı üreticilerle çalışmanın avantajlarını kullanıyor, innovatif çalışmalar yapıyor, araştırma-geliştirmeye önem veriyor. Burada da bir pazar var. Bunu gördük. Burada olmamız gerektiğine inanıyoruz. Buraya gelen arkadaşlarımız da inanıyor. Şimdi bu bir dalga yaratacaktır. Buraya gelen arkadaşlarımız ne gördüklerini çevrelerine anlatacaklardır. Eminim farkındalık artacaktır, eminim TAYSAD’ın Çin’de yapacağı her türlü faaliyet bu kadar zor olmayacaktır, biz anlatmakta çok zorlanmıştık. Şimdi üyelerimiz çok memnun kaldı, biliyorum, ifade ettiler. Buraya gelenler artık gönüllü birer propagandist! Burayı, burada olmamız gerektiğini herkese anlatacaklar. Kulaktan kulağa yapılan reklam en iyi reklam biliyorsunuz.
 
CRI- Çok teşekkür ederiz.